Yeni anayasa için uzlaşamıyorlar!.. Biri “Türk”ü anayasadan siliyor, Tayyip Bey’i “Başkan” yapmak istiyor, diğerleri kabul etmiyor!.. Öteki “özerklik” istiyor, “Eyalet sistemi olsun, eyalet valileri seçimle gelsin” diyor, itiraz ediyorlar… Ama kendi avantaları olunca dört partinin dördü de birleşiveriyor!.. Daha önce de emekli maaşlarına zamda birleşememişlerdi, ama kendi maaşlarına zam için uzlaşmışlardı!.. * * * Dört parti de fakir fukarasıyla, garip gurebasıyla bu milletin yüzüne nasıl bakacaklarını düşünmeden kendilerine yeni imtiyazlar getiren kanun teklifini hiç itirazsız imzalayıverdiler!.. Zaten yedi sülalelerine getirilmiş ayrıcalıklar vardı… Kıyak emeklilik bunlarda… Milletvekili ol, emekliye ayrıl, hem emekli, hem vekil maaşı al!.. Bir sekreter, bir danışmana şimdi de bir şoför eklendi!.. Cep telefonu harcamaları şirketten!.. Sağlık hizmeti aileleri dahil avanta!.. Emeklisi de öyle!.. Lüküs hayat oh ne rahat!.. * * * Bunlar yetmedi!.. Şimdi görevdekinin de, emeklisinin de eş ve çocuklarına kırmızı diplomatik pasaport!.. Trafikte ceza yok, geçiş üstünlüğü var!.. “Ambulans mısın, itfaiye misin be mübarek” demeyin, tepe lambalı araçların trafiği nasıl alt üst ettiğini artık daha çok göreceksiniz, trafik polisleri de bunlara selam duracak!.. Silah ruhsatlarında süre ve harç yok!.. Bir defa seçilen mezara kadar bu haklardan yararlanacak!.. Protokolde ise, 9 sıra yükselerek orgenerallerin önüne geçecekler!.. * * * Ben olsam utanırım!.. Bu ülkenin insanlarının ayranı yok içmeye, vekili tahtırevanla gider bilmem nereye!.. Asili sürünürken, vekilinin bir eli yağda bir eli balda!.. Kim bunlar?.. Parti başkanlarının seçip seçip listeye koyduğu, halkın da mecburen oy verdiği insanlar!.. Halkın tanımadığı, bilmediği insanlar tepeye kuruluyor, olmadık imtiyazları alıyor, mezara kadar bu ayrıcalıklardan yararlanıyor!.. Ayıptır be!.. * * * Türkiye işte böyle bir ilkelliğin içinde yuvarlanıp giden garip bir ülke!.. Sağcısı, solcusu, komünisti, dincisi, yobazı, liboşu, Kürtçüsü kendi çıkarları olduğu an kucak kucağa!.. Normal zamanda birbirlerinin gözünü oyanlar canciğer kuzu sarması!.. Ah bu kavanoz dipli dünyanın, ah bu kavanoz dipli ülkesi!.. Milli içki cacık!.. “Teröristler çekiliyor, akan kan duruyor, anaların gözyaşı diniyor” numarasıyla başlayan çözülme süreci devam ederken, geçenlerde gençlik arkadaşlarımdan biri Tayyip Bey’in “Milli içki ayrandır” çıkışına itiraz ederek, “Milli içkimiz cacıktır” dedi ve ekledi: “Memlekette bu kadar hıyar varken…” Gerçekten de, toplumun küçük de olsa bir kesimi direncini kaybetti, teslim oldu ve terör karşısında çözülen iktidara destek verdi!.. Bu kesimin ulusal onur vesaire umurunda değil!.. Siyaset dışı sosyal hayatta da öyle!.. * * * Siyaset sahnesine bakıyoruz, orada da hıyarlar kol geziyor!.. Türlü türlü hıyarlıklar görüyoruz!.. Bazısı insanı çileden çıkarıyor!.. Eh, memlekette bu kadar hıyar varken arkadaşım haklı, milli içki cacıktır!.. SÖZCÜ |
Etiket arşivi: Mehmet Türker
Mehmet Türker : İkisinden biri namert !..
Pazarlık sürecinin iki tarafı var!.. Pazarlıkta kısmen anlaştılar ki PKK çapulcularının “silahlı” olarak çekilmeleri yarın başlayacak!.. * * * Ya Apo hiçbir zaman serbest kalmayacak ve PKK tekrar silah kullanmaya başlayacak; * * * Bu sürecin orta yolu yok!.. * * * Bunları izliyoruz ve not alıyoruz!.. * * * Bir taraf rest çekiyor, tehdit ediyor, diğer taraf “pazarlık yok” numarasına yatıyor!.. * * * Bunların aklında ne kültüre ne müzeye yer var, akılları fikirleri AVM‘de, rezidansta!.. SÖZCÜ |
Mehmet Türker : PKK’lıya af işçiye gaz !..
Biber gazı, cop, tazyikli su!.. * * * Dün 1 Mayıs kutlamalarında işin çığırından çıkacağı belliydi… * * * Taksim bir inşaat alanı halinde, bu doğru… * * * İktidar, işçi örgütlerinin çok büyük önem atfettiği bu konuya böyle yaklaşırsa uzlaşma elbette olmazdı!.. * * * O manzaraları görünce, aklıma Diyarbakır’daki Nevruz kutlamaları (!) geldi.. * * * Dün Taksim çevresi gaz bombalarının sis perdesi altındayken, aynı saatlerde Diyarbakır sanki başka bir ülkedeydi!.. *** Hiç utanma kalmadı!.. Dünkü “Edep diyor hakaret ediyor” başlıklı yazının daha mürekkebi kurumadan, edepli (!) bir AKP’li vekilin ana avrat küfürleri Meclis çatısı altında yankılandı!.. Daha önce muavin Bülent Arınç’ın CHP’li vekil Aylin Nazlıaka’ya yönelik tacizine, aşağılamasına sessiz kalanlar önceki gün ikiyüzlülüğün, çifte standardın tekrar feriştahını sergilediler!.. “Senin a…. k. , soytarı, köpek. O… ç…ğu, senin a…. s…” Habire edepten bahseden Tayyip Bey bu ana avrat küfürleri herhalde duymuştur, duymadıysa dün okumuştur… Kendi partisinden vekilin bu sözlerinden acaba utanmış, yüzü kızarmış mıdır?.. Ya çok duyarlı (!) AKP’li kadın vekiller?.. Yerin dibine geçmişler midir?.. SÖZCÜ |
Mehmet Türker : Silah zoruyla yeni anayasa !..
Kandil’in 1 numarası Karayılan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na restini çekti ve PKK çapulcuları ülkeyi terk ederken silahlarını bırakmasını reddetti!.. Tayyip Bey bu konuda konuşamıyor, dili tutuldu!.. PKK’nın toptan silah bırakması ise, masal!.. Çünkü yeni anayasa silah zoruyla yapılacak!.. Türkiye namlunun ucunda!.. Kürt ırkçılarını tatmin edecek anayasanın sigortası silah olacak!.. * * * Türkiye biliniz ki eyalet sistemine doğru yol alıyor!.. Bölge meclisleri kurulacak, bölge valileri seçimle gelecek!.. Türkiye “ulus devlet” olmaktan çıkacak!.. Bu süreçte PKK elde silah bekleyecek!.. Gez, göz, arpacık… Hedef Mehmetçik!.. İstekleri yerine getirilmediği takdirde terör misliyle başlayacak!.. Tayyip Bey‘in muavini Bursalı (Manisalı-Siirtli) Bülent de hâlâ “İşte silahlarını bırakıp gidiyorlar” diye sağa sola laf yetiştirmeye çalışıyor… Bu Bülent’te ya idrak sorunu var, ya da kulaklarında duyma kaybı!.. * * * Tayyip Bey’in vekil yaptığı akıl hocası Yalçın Akdoğan, “Karayılan sürecin bu kısmını doğru anlayamamış” diyor ve şu gülünç açıklamayı yapıyor: “Karayılan’ın normalleşme olur ondan sonra silahı bırakırız gibi bir yaklaşımı var. Bu doğru bir yaklaşım değil. Silah bırakıldıktan sonra normalleşme aşamasına geçilir. Bu kısmı doğru anlamamış” Asıl doğru anlamayan Tayyip Bey’in akıl hocası!.. Dolayısıyla Tayyip Bey de doğru anlamıyor!.. Apo ile Karayılan ise kendi doğruları üzerinde ilerliyor ve bunlara namlunun ucunu gösteriyor!.. Çekilmede silah bırakılacaktı, oldu mu?.. Sen Hatice’ye değil neticeye bak!.. * * * Yalçın Akdoğan’ın anlayamadığı şu: PKK, elde silah Kandil’de bekleyecek!.. Tayyip Bey ile Apo kafa kafaya vererek yeni anayasayı yazacak, en ufak bir hır çıkarsa PKK çapulcuları Türkiye’nin tepesine binecek!.. PKK’nın stratejisi bu, Tayyip Bey’in akıl hocası da masal anlatıyor!.. Kestirmeden söyleyelim: PKK, “anayasal reform” istiyor!.. Bu reform (!) Kürt ırkçıları için yapılacak!.. 30 yıllık terörün getirisi bu!.. * * * Ey iktidar, ey kendini muktedir sanıp da terör karşısında diz çöken biçareler, sen elini vermişsin, kolunu da kaptırmışsın, artık kurtulamazsın!.. Teröristler “aktivist” olmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin berhava ettiğini sandığı yerlerde adam basın toplantısı yapıyor, gazetecilerin karnını doyuruyor!.. Ülke içinde teröristleri temizleyememişsin, terör örgütünün himmetine muhtaç kalmışsın!.. Ve hâlâ konuşuyorsun!.. Gün gelecek bunun hesabının yargı önünde sorulmayacağını mı sanıyorsun?!. İçki yasağına adım adım!.. Tayyip Bey önceki gün “ayran şov” yaptı ve içki yasağının yeni aşamasını açıkladı: “Gazetelere verilen içki reklamlarının yasaklanması yolunda çalışmalar yapıyoruz” Hem içkiden aldıkları vergilerle bütçeyi doğrultuyorlar hem insanların yaşam biçimine balta vuruyorlar!.. İçki yasağı başka türlü de geliyor!.. Tayyip Bey’in eskiden bayiliğini yaptığı şirket bir market zincirini satın almıştı, burada içki satışını yasakladı… Aynı firma geçenlerde büyük bir market zinciri daha satın aldı, orada da içkiye yasak getirdi… Zaten içki satan yerler çeşitli zorlamalarla ya kapatılıyor ya da içki satışından vazgeçiriliyor… Camiye, okula yakınlığı bahane edilerek ruhsatları iptal ediliyor!.. Türkiye’nin birçok yerinde içkili lokantalara genelev muamelesi yapılarak şehir dışına sürülüyor, bazılarının içki ruhsatları yenilenmiyor!.. Her yolu deniyorlar, insanları baskı altına alıyorlar sonra da özgürlüklerden söz ediyorlar!.. PKK için özgürlükçü anayasa hazırlıyorlar, adına ileri demokrasi diyorlar!.. Sevsinler sizin demokrasinizi!.. SÖZCÜ |
Mehmet Türker : Zilleti bayram yaptılar !..
AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı Meclis Genel Kurulu’nda bağırıyor: “Bayram var, bayraaam!” Ülkeden temizleyemedikleri PKK çapulcularının çekilme tarihini vermesini AKP’li Ayşenur böyle karşılıyor!.. Nasıl bir bayrammış bu?.. – Silahlar bırakılmayacak. – Apo özgürleşecek. – Anayasa PKK’ya göre yazılacak. Bunları PKK’nın Kandil’deki 1 numarası gayet açık bir şekilde şart koşuyor, Ayşenur ve iktidar yandaşları bayram ediyor!.. * * * 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi ulusal bayramlarımızı iğdiş eden iktidar, PKK’nın restini bayram olarak kabul etti, bunun şerefi de Ayşenur’a ait oldu!.. İnsan biraz sıkılır!.. Tayyip Bey günlerdir kesin olarak, “Silahlarını bırakırlar, gömerler öyle giderler” diyor, Karayılan “Silah bırakmak yok” diye rest çekiyor!.. Bu durumda sürecin kesilmesi gerekmez mi?.. Hayır, Tayyip Bey söylediğini yalayıp yutuyor olmalı ki hiç sesi çıkmıyor!.. * * * Ayşenur’a sormalı, bu nasıl bir bayram?.. İktidar mensupları ve onların yandaşlarına sormalı, bu çözülme süreci nasıl bir onursuzluk?.. Adam Kandil Dağı’ndan direktif veriyor: “Sayın Öcalan özgürleşecek” “Anayasal reform yapılacak” Bunlar gerçekleşirse silahı bırakacaklar!.. Bunlar da bayram ediyorlar!.. Peki siz, Apo’yu serbest bırakacak mısınız?.. Bayram ettiğinize göre bırakacaksınız!.. Çünkü şartlar yerine getirilmediği takdirde, Apo terörü 50 bin kişiyle başlatacağını söylüyor, İmralı’dan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni resmen tehdit ediyor!.. * * * Önceki gün Türk medyası, pardon “Türkiye medyası” için bir utanç günüydü!.. Dağa çıkışta üst aranması!.. Hepsi ellerini kaldırıp teslim olmuş, üzerlerini aratıyor!.. Bazıları da utanmadan eli silahlı kadın teröristlerle hatıra fotoğrafı çektiriyor!.. PKK’nın yemeğini yemek de bunlara nasip oldu… Tavuk-pilav-salata-kola-muz… Herhalde bizim medyanın da midesi bayram etmiştir!.. Terörist başı masaya kurulmuş, önünde onlarca mikrofon savaş kazanmış muzaffer komutan edasıyla konuşuyor… Bu manzarayı görünce ben utanıyorum, bu ülkeyi idare edenler utanmıyor!.. * * * Ben Tayyip Bey’in yerinde olsam Kandil’den yapılan açıklamayı duyunca mosmor olurum, sokağa çıkamam!.. Karayılan resmen dalgasını geçiyor: “Dağda insanlar silahsız nasıl çekilecek? Kurtlar bile engel olur” Tayyip Bey’den tık yok!.. Türk medyası için de, Türkiye için de önceki gün büyük bir zilletin sancılarını çektik!.. Ve bu zillet bayram oldu!.. Şehitlerimizin kemikleri bir kez daha sızladı!.. Fatma neden sinirlendi?!. Önceki gün Meclis’te sert tartışmalar yaşandı, Aile Bakanı Fatma Şahin küplere bindi!.. Neden?.. Varsayıma dayalı bir söz yüzünden!.. CHP Milletvekili Kamer Genç, Bakan Fatma’ya yönelik olarak, şunu söylüyor: “Atatürk bu cumhuriyeti kurmasaydı siz hangi devletin vatandaşıydınız, hangi tarikat mensubunun bilmem kaçıncı hanımı durumuna düşerdiniz?” Ne var bunda?.. * * * Bu söz kıyameti koparıyor, iktidar kanadından protestolar yükseliyor, Fatma sinirleniyor ve CHP’li Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu’nun önerisiyle Kamer Genç’e kınama cezası veriliyor!.. CHP’li vekil Mevlut Aslanoğlu da partisi adına özür diliyor!.. Kamer Genç, cumhuriyetin kazanımlarını ifade etmek için varsayıma dayalı olarak biraz kabaca bu sözü söylüyor!.. Ama işin içine Atatürk ve cumhuriyet girince alınganlık başlıyor, sinirler bozuluyor, tepkiler yükseliyor, bazı CHP’liler de alet oluyor!.. Fatma Hanım dava açacakmış; hukukçu değilim ama, varsayım üzerine hüküm kurulur mu?.. Hele böyle bir varsayım, cumhuriyet öncesi şartlarına göre akla yakınsa?.. Ayrıca Neyzen Tevfik’in dörtlüğünü de unutmayın!.. SÖZCÜ |
Mehmet Türker : İktidar bir katile muhtaç kaldı !..
Fotoğraf netleşti!.. Tayyip Bey’in akıllıları (!) PKK uzantısı Kürtçüler tarafından çiçeklerle karşılanıyor, onun gerisinde yuhalanıyorlar!.. Böylece kime ve hangi amaca hizmet ettikleri daha açık bir biçimde ortaya çıkıyor!.. Akıllılar (!) Hakkari, Mardin gibi illerin köylerinde seçilmiş evlere götürülüyor, lüks otellerin salonlarında Kürtçülerle halvet oluyorlar, ağırlanıyorlar, çözülme sürecinin coşkusunu tadıyorlar! Ama İzmir’de, Kayseri’de, İzmit’te, yurdun her yerinde protesto ediliyorlar, toplantılar başlamadan bitiyor, sokağa çıkacak halleri kalmıyor!.. * * * Akılları sıra Türk halkını çözülmeye ikna edecekler, avuçlarını yalarlar!.. Kendileri çok akıllı, karşılarındakileri salak sanıp soruyorlar: “Barış olmasın mı?” Barışa kim itiraz eder?.. Ama karşılığı ne?.. Sadece valilik tabelalarından “T.C.”nin kaldırılması gibi bir örnek bile başlangıç için yeterli bir karşılık değil mi?.. Düşünün, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti’ni ifade eden “T.C.”nin kaldırılması karşısında “Haberim yoktu, Ama madem kaldırmışlar, arkasında durmalıydılar” diyor, diyebiliyor!.. Normal karşılıyor!.. * * * Sen Başbakansın, bundan başka neden haberin olacak?.. Herhalde gazete okumuyor, TV seyretmiyor, içine kapanık olarak yaşıyor!.. “Arkasında durmalıydılar” ne demek?.. Sen nerenin Başbakanısın?.. Hangi cumhuriyetin?.. Anladık, Tayyip Bey “Türkiyeli Başbakan” olmayı hazmetmiş, herkesi de “Türkiyeli” yapmaya karar vermiş!.. Neden?.. Apo’nun gözüne girmek için!.. Aman terör dursun, biz saltanatımıza devam edelim!.. * * * Bu halk terörün bitmesine nasıl karşı olabilir?.. Elbette her vatandaşın arzuladığı bir gelişmedir!.. Ama bunun karşılığı olarak T.C. kaldırıldıkça; Atatürk ve Türklük silindikçe, devrim ve ilkeleri çöpe atıldıkça; Fidan gibi Mehmetçikleri, eşikteki beşikteki masumları katleden gözü dönmüş canavarlar affedilip ellerini kollarını sallayarak sınır dışına çıkmalarına yol açıldıkça; İktidar yenilgiyi kabul ettikçe herkesin midesi bulanıyor, kusacağı geliyor!.. * * * İktidar, İmralı’daki katile muhtaç hale geldi!.. Beş paralık teröristin kucağına oturmaktan, onun sözünü dinlemekten, ona “devlet adamı” muamelesi yapmaktan başka çare bulamadılar!.. Biz de bunları yazınca, gerçekleri yüzlerine vurunca, ulusal onurumuza sahip çıkınca “ÇAPULCU” olduk!.. Edepten söz eden Tayyip Bey’in “ÇAPULCU” hakaretine maruz kaldık!.. Ama umurumuzda değil!.. ayyip Bey ve yalakalarından gelen hakaretler bizim doğru yolda olduğumuzu gösterir!.. Biz gidip İmralı’daki katilin kucağına oturmadık!.. İleri demokrasi balonu ABD’de patladı!.. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl yayınladığı geleneksel “İnsan Hakları” raporu da Türkiye’deki ileri demokrasinin ne kadar büyük bir sahtecilik olduğunu ortaya koydu… Türkiye’de yargının siyasallaştırıldığı okyanus ötesinden bile görüldü, ama bizim yandaş medyadaki avanaklar ile entel dantel takımı hala ileri demokrasi goygoyculuğunda!.. Raporda, Türkiye’de şeffaflığın olmadığı, adalete erişimin engellediği yazılıyor, bizim palyaçolar “bağımsız yargı” diye göbek atıyor!.. * * * ABD Dışişleri raporunda tutuklamaların keyfi olduğu, amacın yargılama öncesi insanların (Ergenekon-Balyoz) uzun ve belirsiz süre hapiste tutmak olduğu ileri sürülüyor!.. Tayyip Bey’in kendisini eleştirenleri “hakaret” diye dava ettiği (böylece korkutup sindirdiği), yasal gösterilerde binlerce kişinin gözaltına alındığı yine raporda yer alıyor!.. Yani, hep bildiğimiz şeyler!.. onra da bu iktidar ve yalakaları bize ileri demokrasi palavrasını yutturmaya çalışıyorlar!.. İktidardan beslenen medya da bu palavrayı şak şaklayıp ülkeye ihanet ediyorlar!.. SÖZCÜ |
Mehmet Türker : Katillerin kanlı eli öpülecek !..
“Çözülme süreci” başlıktaki gibi ilerliyor!.. Gidişata göre sonunda Türk ulusu katil sürüsü PKK’dan özür dilemek zorunda bırakılacak!.. Halkımız, bu katillere “Biz ettik sen etme” diyecek!.. Süreç bu yolda!.. Tayyip Bey’in akıllıları, Hakkari’nin bir köyüne gidiyorlar, ellerine “Savaşa hayır”, “Savaşa hayır barışa evet” yazılı kartonlar tutuşturulmuş çocuklar tarafından karşılanıyorlar!.. Acaba gelenleri Tayyip Bey’in akıllıları değil de, PKK’lılar mı sandılar?.. * * * Şu akıllılar ne yapmak istiyorlar?.. “Kardeşlik, barış, analar ağlamasın” Ezberleri bu!.. Peki bunu bana mı söylüyorlar?.. Kardeşliğe ben mi ihanet ettim?.. Dağa çıkıp barışı ben mi bozdum?.. Askeri ben mi şehit ettim, mayınları, bombaları ben mi patlattım?.. Anaları ben mi ağlattım?.. Akıllılar (!) Apo’ya söyleyeceklerini bana söylüyorlar… Apo İmralı’da oturmuş talimatlar veriyor!.. Yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor!.. İktidar da hırsızın yavuzluğu karşısında diz çökmüş, bizim de diz çöküp kanlı elini öpmemizi istiyor!.. * * * Türk halkı katillerle el sıkışmaya zorlanıyor!.. Tayyip Bey, iki kelimeyle dağdaki bütün teröristleri affetti!.. “Silahları bırakıp gidin” dedi!.. Türkiye’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın görevdeki Kurmay Başkanı Koramiralin, görevdeki filo komutanı Tümamiralin yurtdışına çıkışı yasaklanırken, Tayyip Bey şehitlerimizin kanları ellerinden akan katilleri hesap sormadan yurt dışına gönderiyor!.. Böyle bir keyfiliğin, böyle bir yasa dışılığın adı da “çözüm süreci” oluyor!.. Bunun hesabı gün gelecek yargı tarafından elbette sorulacaktır!.. * * * Türkiye aşiret devleti mi?.. Eh, kısmen öyle… Öyle olmasa, Türkiye’nin bir bölümü aşiretler tarafından yönetilmez, siyasetçiler oy için aşiret reislerinin kucağına oturmaz, hatta onları milletvekili listelerine almazlardı!.. Tayyip Bey’in akıllıları da “çözülme süreci” için Mardin’de bir Aşiret Reisi Şeyh’in (!) ayağına gidiyor, önünde saygıyla eğiliyor… Bu adam sivil toplum örgütü yöneticisi filan değil, feodal yapının ağası!.. Şeyh Hazretleri (!) akıllılardan şu taleplerde bulunuyor: – Medrese eğitimi canlandırılsın, medreselerin vereceği diplomalar resmen tanınsın. – Din adamlarından irşat heyetleri kurulsun. – Mollalar daha aktif hale getirilsin. – Tarikat ve cemaatlere para ve istihbarat (?) desteği sağlansın. * * * Türkiye’yi işte bu noktaya getirdiler… Teröristlerin kanlı eli öpülecek, medreseler açılacak, tarikatlara para ve en ilginci istihbarat desteği sağlanacak… Türkiye mollalar ve Kürt ırkçılarının yönetimine girecek, Türklük ve Atatürk silinecek. Bir sürü yalan dolan riya, kandırma, masal, bin bir türlü atraksiyon, hokkabazlar, palyaçolar!.. Türkiye’yi büyük bir sirke döndürdüler!.. Özal nasıl öldürüldü?.. Adli Tıp Özal’ın zehirlenme sonucu ölmediğini açıkladı… Ama savcılık, emekli Tümgeneral Levent Ersöz hakkında “Özal’a suikast” iddiasıyla dava açtı!.. Peki zehirlenerek öldürülmediğine göre Özal nasıl öldürülmüş olabilir?.. Tabancayla vurularak… Bıçaklanarak… Boğularak… Dövülerek.. Başına sopa veya taşla vurularak… Bunlarla da değil, ama suikasta kurban gitmiş!.. Yüzyılın en esrarengiz cinayeti!.. Nasıl öldüğü belli değil, şimdi de şehitlik isteği!.. Şehitlik hakları istemek için mahkeme kararını bile bekleyemediler!.. Şu memleketin talihsizliğine bakınız!.. SÖZCÜ |
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.